
Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) yayımladığı gıda fiyat endeksi, şubat ayında bir önceki aya göre %2,4 artışla, Temmuz 2014’ten beri en yüksek değerine ulaştı. 9 aydır art arda artan gıda fiyatları hem hükümetlerin hem de geçim sıkıntısı yaşayanların üzerinde ek baskı yaratmaya devam ediyor. Toplumsal huzursuzluk dönemleriyle ilişkilendirilen temel gıda maddelerindeki fiyat artışı, hükümetlerin de en endişe duyduğu gündem maddesi haline geliyor.
Detaylara gelecek olursak:
ABD’de gıda fiyatları, 2020’de neredeyse enflasyon oranın iki katı artarak ~%3 artış gösterdi. Bu durumdan en çok etkilenenler, gelirlerinin üçte biri gıda harcaması olan yoksul kesim oluyor.
Nature Food’un yaptığı araştırma, tahıl ihracatı yapan üç büyük ülkenin tam ihracat yasağı getirmesi durumunda buğday fiyatının %70, pirinç fiyatının %60 ve mısır fiyatının %40 artmasına neden olabileceğini ortaya koyuyor.
FAO tarafından yayımlanan tahmine göre, küresel buğday üretiminin 2021’de 780 milyon tona ulaşarak rekor kırması bekleniyor.
TUİK verilerine göre Türkiye de gıda fiyat artışından olumsuz etkilenen ülkeler arasında.. Harcama grupları arasında en yüksek ağırlığa sahip ‘Gıda ve alkolsüz içecekler’, şubat ayında on iki aylık ortalamalara göre %15,29 artış gerçekleşti.
Her ne kadar üretim miktarını arttırmak problemi şimdilik çözüyor gibi gözükse de, salgının küresel etkileri ve iklim değişikliği gibi konular önümüzdeki dönemde gıdanın ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını daha da zor bir hale getirebilir. Ne de olsa Montaigne’nin de dediği gibi “Kral da dilenci de aynı iştahla acıkırlar” ve bu yüzden toplumların gıda israfı konusunda daha duyarlı hale gelmesi, gelecek nesiller için önem arz ediyor.
Comments