
Dünya Bankası tarafından açıklanan 2021 bahar raporunda, Türkiye’nin geçmiş yıllara ait performansı ve gelecek yıllar için ekonomik tahminler paylaşıldı. Raporda Türkiye’nin, Çin dışında G-20 ülkeleri arasında 2020 yılını ekonomik büyümeyle kapatabilen tek ülke olduğuna dikkat çekildi.
Rapordan notlar;
Pandemi etkilerinin en yoğun hissedildiği 2020 yılının son çeyreğinde, %5,9’luk ve yılın tamamında da %1,8’lik büyüme yakalanmasının önemli olduğu ancak bu hızlı büyümenin ekonomi üzerinde yarattığı riskler üzerinde duruldu.
2020 yılı yaz aylarındaki kredi genişlemesinin yarattığı talep artışı her ne kadar ekonomiyi ayakta tutsa da bu durumun enflasyon canavarını canlandırdığına dikkat çekildi.
Diğer yandan turizm gelirlerinin kaybedilmesi nedeniyle verilen cari açığın kabaca %80’inin merkez bankası rezervlerinden karşılanması nedeniyle dışarıdan gelebilecek yeni risklere karşı pek bir müdahale alanının olamayabileceği söylendi.
Önümüzdeki yıllara ait projeksiyonda Türkiye’nin büyüme, cari açık ve bütçe açığı rakamları için geçmiş yılların ortalamasına yakın sonuçlar verilmiş. Burada göze çarpan en önemli gösterge ise TCMB’nin bu yıl sonu enflasyon tahmininin %9,4, Dünya Bankası’nın ise %15,5 olması.
Piyasalara bakacak olursak;
Küresel tarafta New York merkezli Archegos Capital isimli fonun teminat tamamlama çağrısına uymayıp temerrüde düşmesinin ardından bankacılık hisselerinde düşüş görüldü. Neyse ki büyük bir etki yaratmasa da piyasalardan “aman tadımız kaçmasın” sesleri yükseldi.
Tahvil tarafında ABD 10 yıllıklar, piyasaların radarında olmaya devam ediyor. 2021 yılı zirvesi olan 1,77’ye yükseldikten sonra geri çekilse de ABD’de aşılamaların dünyanın geri kalanına göre iyi gitmesi ve Biden’ın herkesi dolara boğması sonucunda, 2,25 trilyon dolarlık yeni harcama paketinin açıklanmasının her ne kadar hisse piyasalarında olumlu karşılanması beklense de diğer yandan enflasyon beklentileri tahvil faizlerini tekrar yukarı hareketlendirebilir.
Comments