
Veri yayımlama takvimi açısından yoğun bir haftayı geride bıraktık. Gelişmelere ve piyasalara olan etkilere hızlıca bir göz atalım;
Geçtiğimiz hafta Amerika tarafında istihdama ilişkin verilerin beklenenden çok daha düşük gelmesiyle, ABD borsaları rekor tazeledi. Bu durum kulağa tuhaf gelse de faizlerin ekonomiyi destekleyecek seviyede düşük kalacağı beklentisi bu yükselişe destek oldu.
Tarım dışı istihdamda nisan ayı beklentisi 978 bin kişiyken yalnızca 266 bin kişi istihdama katıldı.
Mart ayında %6 olan işsizlik oranı ise nisan ayında %6,1’e yükseldi.
Çarşamba günü açıklanan enflasyonla beraber rüzgar faklı yönden esmeye başladı. ABD borsalar kırmızıya dönerken diğer ülke borsalarını da peşinden sürükledi. %3,6 seviyesinde beklenen yıllık enflasyon %4,2 olarak açıklandı. Bu oran Eylül 2008’den sonraki en yüksek seviye oldu. ABD 10 Yıllık Tahvil faizleri ise dünyanın geri kalanının ürkek bakışları arasında %1,70’e kadar yükseldi.
Türkiye’de piyasaların Amerikan verilerine karşı verdiği tepkiyle beraber kur 8.50’ye yükseldi. Enflasyon üzerinde baskı oluşturan bu durum, pozitif reel faiz oranını vurgulayan Kavcıoğlu başkanlığında TCMB’nin faiz indirimine giderken 2 kez düşünmesine neden olacak gibi gözüküyor.
Türkiye'de açıklanan önemli verilerin başında ise işsizlik vardı. TÜİK’e göre mart ayında işsizlik oranı %13,1 ve işsiz sayısı ise 4 milyon 236 bin kişi oldu.
TÜİK’in işsiz tanımına uymak için ise son 4 haftada iş arama ve 2 hafta içerisinde iş başı yapabilme şartları var.
Cari Hesaba baktığımızda ise mart ayı itibariyle 12 aylık cari açık 36 milyar dolar oldu.
Comments