
Aşıların geçen yılın sonlarında yayılmaya başlamasıyla, çoğu kişi seyahat planları yapmaya başladı. Havayolları ise uçuşların beklenenden daha kısa sürede normale döneceği konusunda iyimser hale geldi.
Fakat görünen o ki, maalesef işler öyle ilerlemiyor:
İlk olarak, aşı olan kişilerin koronavirüsü –kendilerinin yakalanma ihtimali daha düşük olsa da- başkalarına bulaştırıp bulaştırmadığı henüz net bir şekilde bilinmiyor.
Bunun yanı sıra, Avustralya'dan İngiltere’ye kadar hükümetleri sınırları açmaktan ziyade kapatmaya sevk eden daha mutant türlerine karşı kesin olarak kanıtlanmış aşılar da piyasada yok.
Havayolları her ne kadar bir çok ülkenin zorunlu tuttuğu seyahat sonrası karantinaların yerini sağlık pasaportlarıyla değiştirmeye çalışsa da, henüz Dünya Sağlık Örgütünü ikna edebilmiş durumda değiller.
Bu kasvetli gerçek, küresel seyahatte 2022'ye kadar herhangi bir anlamlı toparlanma olasılığını oldukça düşürüyor. Bu da kasalarında bir kaç aylık nakit parası kalan bir çok havayolu şirketini, aylardır çalışmayan pilotları ve çalışanları çok zor bir duruma sokuyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) ana senaryosuna göre, yolcu trafiği bu sene salgın dönemine göre %50 artacak. Birliğin kötümser senaryosunda ise sadece %13’lük bir artışın yaşanması öngörülüyor.
Biz konuya daha pozitif taraftan yaklaşırsak, aşıların vaka sayılarını ve ölüm oranlarını hızlıca düşürdüğü bir senaryoda sağlık pasaportlarına gerek bile kalmadan, hükümetler karantinaları kaldırmaya ve sınırları açmaya başlayabilir. Bu durumda da, bir süredir Birleşik Arap Emirliklerinde hayata geçirildiği gibi, seyahat öncesinde negatif test sonucunun alınmasıyla yola çıkılması yeterli olacak gibi görünüyor.
Comentários