
2020’nin mart ayından bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 günlük alışkanlıklarımızdan iş yapış biçimlerimize kadar bir çok alanda çeşitli değişimlere neden oldu. Dünya genelinde aşılanan nüfusun gün geçtikçe artması ve çeşitli ülkelerde hayatın normalleşmeye başlamasıyla pandemi sonrasında bizi nelerin beklediğini daha da fazla düşünmeye başladık. Tarihte salgınlardan sonra yaşanan gelişmeler bize merakımızı giderebilecek cevaplar sunabilir.
Geçmişte yaşanan salgınlar ve koronavirüs:
Salgınlardan sonra, insanların harcamaları artarken girişimciler ve işletmeler daha fazla risk alarak yeni iş yapma yöntemleriyle ekonomiye yenilikler getiriyor. Ayrıca eşitsizlikler karşısında halkların politikacılara karşı beklentileri de artıyor.
Paris nüfusunun %3’ünün hayatını kaybettiği 1830’ların kolera salgını sonrası Fransa ekonomisi yeniden canlanmış ve ülke İngiltere'yi takip ederek hızla endüstrileşmişti. Koronavirüs de benzer şekilde işletmelerin ve endüstrilerin dijital dönüşümünü hızlandırmış durumda.
Salgın dönemlerinde harcamaların azalması birikimlerin artmasına ve salgının etkileri geçtikten sonra bu birikimlerin yeniden harcamaya dönüşmesine neden oluyor. Benzer bir durum yardım paketleriyle desteklenen ABD ekonomisinde de yaşanıyor ve tüketici harcamaları hız kazanıyor.
Salgınların eşitsizliğe karşı bilinci arttırması kendini toplumsal olaylarla dışa vurabiliyor. Koronavirüs döneminde artan küresel ekonomik eşitsizlik ise şimdiden Kolombiya gibi ülkelerde protestolara neden oluyor.
Tarihteki salgınlar ve Covid-19 döneminin yarattığı değişimlerin ortak yönlerini bugünlerde küresel olarak görmemiz mümkün. Bu değişimlerin uzun dönemli etkilerinin ne olacağını ve tarihsel süreçten farklı olarak ne gibi yenilikler getireceğini ise bize zaman gösterecek.
Comments