
Amerika’da sadece Nisan ayında 20.5 milyon kişi işini kaybetti ve işsizlik %14.7 oldu. 1 yıl önce %3.6 ile işsizlik neredeyse tüm zamanların en düşük seviyesindeydi ve daha Mart ayında 870 bin kişi isini kaybedince rakamın ne kadar büyük olduğu konuşuluyordu….
Nisan ayı verisi işsizliğin %25 olduğu 1933 yılındaki büyük buhrandan beri en kötü rakam.
2008’deki finansal krizde ise toplam 8.7 milyon kişi isini kaybetmişti.
Durum bu kadar ciddiyken hisse senedi piyasası da çökmüş olmalı sanki değil mi? Veri açıklandı ama Amerikan piyasaları umursamadı bile ve yükselmeye devam etti. Teknoloji hisseleri ağırlıklı Nasdaq endeksi Mart ayında yaşadığı düşüşün ardından %30 yükselerek tamamen toparladı ve artıya geçti. Amerika’nın en büyük 500 şirketinin yer aldığı S&P 500 de 23 Mart’tan beri benzer şekilde %31 arttı. Türkiye’de ise Bist 100 dip yaptığı 82.000 seviyesinden %20 yükseldi.
Finansal piyasalar ekonomi demek değil. Hisse senetleri her zaman ilerde neler olabileceğini fiyatladığı için ekonomiden daha önde gidebiliyor. Piyasalardaki bu rallinin sebebini açıklamaya çalışan bir kaç teoriye bakalım:
Fed başta olmak üzere bir çok merkez bankasının zaman kaybetmeden piyasaya likidite sunması
Şirketlerin açıkladığı ilk çeyrek finansal sonuçlarının beklendiği kadar kötü olmaması.
Endekslerde ağırlığı çok olan teknoloji şirketlerinin virüsten çok etkilenmemiş olması.
Yatırımcıların her zaman hatalı olabileceğini unutmamak lazım. 1-2 ay sonra bu yazıya geri dönüp baktığımızda son derece komik gelebilir.
Comments