
Avrupa Merkez Bankası (AMB), geçtiğimiz hafta yaptığı toplantıda Avrupa’da iç talebin ekonomilerin açılmasıyla beraber ciddi anlamda toparladığını fakat önümüzdeki dönemle ilgili belirsizlikler devam ettiği için faizleri düşük tutmaya ve ekonomiye destek olmaya devam edeceğini söyledi.
Yani bu ne anlama geliyor? Faizleri düşük tutmak borçlanmayı daha ucuz bir hale getiriyor ve böylece iç tüketimi arttırıyor fakat karşılığında enflasyona yol açıyor.
Az biraz da enflasyon kötü bir şey değil. Biz ülkemizde tarihsel olarak hep yüksek enflasyonla mücadele halinde olduğumuz için fiyatlar çok hızlı artıyor ve alım gücü düşüyor. İsteğimiz ise, her zaman enflasyonun olması fakat düşük seviyede olması.
Avrupa gibi Amerika’da da enflasyon düşük seviyede fakat iki ülke de benzer düşük faiz stratejisini uygulamalarına ve ekonomilerin açılmasına rağmen iç tüketim ile enflasyonu hedef değere itmeyi başaramadılar.
Toplantının vurucu kısmı ise AMB başkanı Lagarde’nin avronun dolar karşısındaki yükselişini takip ettiklerini söyleyip şimdilik para politikasında bir değişikliğe gitmeyeceklerini söylemesi oldu.
Largarde’nin konuşmasını sırasında avro dolar paritesi 1.19 seviyesine kadar çıktı.
Geçtiğimiz hafta parite 2018’den beri en yüksek seviyesini görmüştü.
Avro, dolar karşısında Mart ayından beri %10 değer kazandı.
İşin Avrupa için güzel olan yanı yurtdışındaki (özellikle Amerika’daki) mal ve servislerin daha ucuza satın alınabilir olması. Fakat diğer taraftan bakacak olursak yurtdışının ucuz hale gelmesiyle artan ithalat ile yerel ürünlere talep azalabiliyor ve biraz önce konuştuğumuz gibi enflasyonun yükselmesini engellemiş oluyor.
Comments